Atık YönetimiDevam Ediyor — Başlangıç tarihi belirsiz

Düden Çayı’nda Kirlilik

Antalya’nın en önemli tarihi ve kültürel kaynaklarından olan Düden Çayı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından eski tanımı ile 1. Derece Doğal Sit Alanı, yeni tanımı ile Kesin Korunacak Hassas Alan olarak tescil edilmiştir. Statüsü Kesin Korunacak Hassas Alan olarak belirlenen Düden Çayında 2020 Aralık Ayının sonlarında köpük ve koku gözlenmeye başlanmış olup, 2021 Ocak ayında kirlilik konsantrasyonu yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu sebeple binlerce balık ölmüş ve ekosistem tahribatı yaşanmıştır. Bugün halen Düden Çayında ve Düden Şelalesinin denize döküldüğü bölgede köpüklenme, yosunlaşma gibi kirlilik unsurları gözlenmektedir….

Devamı →

Aktör

Emtia

● Su 

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Sakarkaya bölgesinden başlayarak, Anadolu Geçidi, Kayabükü, Narhisar, Konak, Ketendere köy arazilerinde ve Aydın Karpuzlu’ya bağlı Kızılcabölük, Yahşiler’den Tekeler’e kadar uzanan 33 kilometrekarelik geniş bir alanda 125 MW kapasiteli 30 adet rüzgar enerji türbininden oluşacak santral inşaatlarının yapılması düşünülüyor….

Devamı →

Balıkesir Balya Kurşun madeni 1939’da kapatıldı. Kimyasal madencilik yapılan ilk bölgelerden biriydi. Topraktaki düşük kurşun miktarını elde etmek için kimyasal solüsyonlar kullanıldı. Bugün madende halen dört milyon tonluk işlenmiş atık bulunuyor. Bölge Manyas gölüne çok yakın….

Devamı →

Aktör

Mersin’in Toroslar ilçesine bağlı Musalı-Darısekisi Şahinpınarı mevkiindeki Deliçay üzerinde kurulu MMK (Metalurji Sanayi Ticaret ve Liman İşletmeciliği A.Ş.) Madenciliğe ait krom atık arıtma ve depolama havuzu patlayarak heyelana neden oldu. Havuzda bulunan atıklar çamurla birlikte köyler arasında bulunan yolu kapatırken, işçilerin kaldığı barakalarda heyelan altında kaldı. Şans eseri yolda ve barakalarda insanların olmaması sonucu ölümler yaşanmazken, çevresel bir felaket ortaya çıktı….

Devamı →

Aktör

Deri ve boya fabrikalarından gelen kimyasal atık ve oksijen yetersizliği Karabük’teki Bulduk Barajı Gölünde binlerce balığı öldürdü…

Devamı →

Aktör

Emtia

● Su 

Balıkesir Ayvalık’ta Karaayıt Köyü yakınlarındaki demir madenin atık depolama alanı 2021 yılı içinde iki kez çöktü. Yoğun ağır metaller içeren atıklar ocak ayında olduğu gibi Madra Barajı’na aktı….

Devamı →
Atık YönetimiDurduruldu — 1 Ocak 1992 — 19 Kasım 2021

Nesko Maden Atık Havuzu

Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi Yedikardeş Köyü yakınlarındaki kurşun-çinko-bakır madeninin atık havuzunun patlaması sonrası kimyasal atıklar dereye karıştı. 1992 yılından beri farklı madencilik firmaları altında faaliyet gösteren “Kurşun, Çinko, Bakır Ocağı ve Zenginleştirme Tesisi” 2006 yılında Nesko Maden Tic. ve San. A. Ş.’ye devroldu. Nesko A.Ş. Yıldızlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler arasında yer alıyor. Atık havuzunda yaşanan yıkılmadan sonra içerisinde kimyasal atık barındıran su, yörede bulunan baraj ve derelere kadar ulaştı. 18 Kasım 2021’de yaşanan çökmenin bir benzeri 2018 yılında da gerçekleşmiş, yaklaşık 8 milyon balık ölmüştü….

Devamı →

Kars Kalesi’nin yanından geçen Kars Çayı’nın Dereiçi mevkisinde toplu balık ölümleri yaşandı. Vatandaşlar, balık ölümlerinin sanayi atıkları, peynir altı suyu ve şehir kanalizasyon şebekesinin çaya akması nedeniyle yaşandığını öne sürdü….

Devamı →

Aktör

Aydın’ını Efeler ilçesine bağlı Kuyucular, İlyasdere, Umurlu, Kızılcaköy mahalleleri, Köşk ilçesine bağlı Beyköy Mahallesi ve Kuyucak ilçesine bağlı Değirmendere mahallesinde toplam yaklaşık 70 bin dekar arazi üzerine yayılan ruhsat alanları ve jeotermal enerji projelererine karşı çevre halkın tepkisi ve yer yer direnişi mevcut. İhale usulüyle arama ve işletmesi özel sektöre devredilerek birçoğu holding kolu olan özel şirketler tarafından yürütülen ve hem arama çalışmaları hem de santral kurulumu kamu arazileri üzerinde gerçekleşen, bunun mümkün olmadığı durumlarda da “kamu yararı gözetimi” gerekçesiyle hukuki dayanakla acele kamulaştırma kararı verilerek özel mülk üzerine kurulabilen jeotermal tesislerin çoğu henüz işletilmeye açılmadan ihtilaf konusu olmaktardır. Hatta projelerin birçoğu planlama aşamasında çevre halkın tepkisine yol açmaktadır. Keza projelerle ilgili ÇED süreçleri de Çevre ve Şehircilik Bakanlığının düzenlediği mevzuat gereği…

Devamı →

1970-1980 yılları arasında Manisa’nın Köprübaşı ilçesine 4 kilometre uzaklıkta faaliyet gösteren uranyum tesisinde Dünya genelinde izin verilen yıllık radyasyon değerinin tam 140 katı radyasyon ölçümü yapılmıştı. Radyoaktif kirliliğin Gediz Nehri üzerinden Ege denizine taşınarak çok daha geniş bir alana yayılmış olma tehlikesi vardır. Köprübaşı ilçesinin Kasar Köyü’nde, Gamma-Scout marka ölçüm cihazı, radyasyon değerini 0,200 mikrosiveret-saat gama radyasyon olarak ölçtü. Yürüyerek gittiğimiz uranyum ocakları boyunca uzmanlar tarafından yapılan radyasyon ölçümlerinde, alana yaklaştıkça cihazın gösterdiği değerler yükseldi. Uranyum çıkarılan bölgeye yaklaştıkça 3, 4, 5 olarak yükselen değerler, uranyum arama çalışması yapılan bölgede ise 16 mikrosiveret-saat seviyesine kadar çıktı. Elde edilen değerler Birleşmiş Milletler Atom Enerji Komisyonunun tanımladığı yıllık değerin 140 katı. Biz 16 mikrosivert ölçtük. Türkiye’de böyle bir sayı yok. Bu sayı…

Devamı →

Aktör

Kisir köyü radyasyon ölçümlerini değerlendiren Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, açık bırakılan uranyumun atmosfere yayıldığını söyledi. Resmi bilgilere göre MTA tarafından bölgede 1963 yılında 522 metre sondaj, 13 adet yarma, 1982 yılında ise 910 metre sondaj yapıldığını belirten Cangı, 2013 yılında olayın çevre hareketinin gündemine gelmesi üzerine yapılan sondaj kuyularının gereken düzenleme yapılmadan doğaya terk edildiği gözlemlenmiş, sahada yapılan radyasyon ölçümleri ise normalin üzerinde çıkmıştır. 2013 – 2014 yıllarında olayın gündeme gelmesi üzerine Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) bir takım ölçümler yapmış, radyasyon değerlerini olağan seviyede bulmuştur. TAEK’in ölçüm sonuçları ile bağımsız bilim insanlarının ölçümleri örtüşmüyor. Greenpeace 2017’de, sertifikalı radyasyon uzmanları Jekhi Harkonen ve Jan Beranek de aralarında yer aldığı dört kişilik bir ekiple bölgede incelemelerde bulundu. “Temel…

Devamı →

2003-2004 yılları arasında Kütahya ilindeki çeşitli sanayi kuruluşlarının Porsuk çayına bıraktıkları deşarj sularında kirlilik ölçümü yapılmıştır. Başlıca kirlilik parametreleri olan pH, BOI, KOI, AKM, Kurşun, Kadmiyum, Yağ ve Gres, Toplam Fosfor analizleri yapılmış ve elde edilen sonuçlar Su Kalitesi Kontrol Yönetmeliği verilerine göre karşılaştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda, bazı sanayi kuruluşlarının deşarj sularından elde edilen verilerin Su Kalitesi Kontrol Yönetmeliği kriterlerine uygun olmadığı belirlenmiştir. Porsuk Baraj Havzası’nın Kütahya Kökenli Kirlilik Problemi…

Devamı →

2017 yılında açılan Soma Devlet Hastanesi kanalizasyon sisteminin, 300 metre mesafedeki atık su arıtma tesisi yerine, Bakırçay Nehri’ne bağlandığı ortaya çıktı. Kanalizasyon ile birlikte hastanenin tıbbi atıklarının da dört yıldır nehri kirlettiği tespit edildi….

Devamı →

Aktör

Kül barajı olarak da bilinen toksik gölü Yatağaj Enerji Santrali’nin yakınında kirli sular ve küller nedeniyle meydana geldi. Gölde selenyum, kadmiyum, bor, nikel, çinko ve bakır gibi ağır metaller bulunuyor….

Devamı →

Aktör

https://www.kalkinmakutuphanesi.gov.tr/assets/upload/dosyalar/buyuk-menderes-nehri-su-kirlilik-envanteri.pdf…

Devamı →

Aktör

Yaklaşık 12 bin metrekare büyüklüğündeki “tepe” doğal bir oluşum değil, insan elinden çıkma bir atık yığını. Dilovası’nda yaşayan yetişkinler atık tepesini yıllardır biliyor, bazıları çocukken tepede oynadıklarını ve sonra da kaşındıklarını anlatıyorlar. Bu yasa dışı atıktan kimin sorumlu olduğu konusundaki ilk ipucu Dilovalıların tepeye taktıkları isimde beliriyor. Çoğu bu bölgeye “İzocam tepesi” diyor. Akredite bir laboratuvara yaptırdığımız testler tepenin tonlarca cam yününden oluştuğunu ortaya çıkardı. Cam yünü, binalarda izolasyon malzemesi olarak kullanılan, silis kumunun formaldehit-fenol bağlayıcılarla çok yüksek sıcaklıkta eritilmesiyle elde edilen tahriş edici bir madde. Cam yünü atığına karışmış olan diğer maddeler ise daha da endişe verici. Test sonuçlarında üç çeşit oldukça tehlikeli asbest karşımıza çıktı. Asbest, kansere ve akciğer sorunlarına yol açtığı için günümüzde yasaklanmış olsa da geçmişte…

Devamı →

Aktör

Ergene Nehri’ni besleyen su kaynakları ve bu sularla sulanan tarım arazileri, bölgenin fabrikalarından, Istranca Dağları’nda kurulan taş ocaklarından, düzensiz sanayileşmeden ve plansız kentleşmeden kaynaklanan endüstriyel ve evsel atıklar nedeniyle tehdit altındadır. Sonuç olarak, Trakya’nın asırlık tarım yapısının sonu gelmekte ve Ergene Nehri’ndeki kirlilik tüm canlıların yaşam alanlarını tehlikeye atmaktadır. Ege Denizi’nin kirlenmesinde rol oynayan kaynaklardan Ergene Nehri, Meriç suyu ile birleşerek Saros’dan denize dökülüyor. Ağır kimyasal kirlilik yüklerini yıllardır Ege’ye taşıyan Ergene’nin kurtarılması için hayata geçirilen derin deşarj projesi ise uzmanlar tarafından yetersiz görülüyor. Ergene’ye hayat vermesi planlanan proje kapsamında, özellikle Çerkezköy, Çorlu, Ergene ilçeleri ile Büyükkarıştıran beldelerini kapsayan geniş bölgeye yayılmış yaklaşık 2 bine yakın fabrikadan çıkan atık sular, müşterek atık su arıtma tesislerinden geçirildikten sonra 3 metre çapındaki…

Devamı →

Yüzey suyunun ısınmasıyla su kütlesinin stabil halinin artması su sistemlerini etkileyerek kolloidal özelliklere sahip amorf agregaların daha büyük deniz agregatlarına (müsilaj) dönüşmesine neden olur. Yine şirketlere hava kalitesi kontrolü konusunda tanınan imtiyazların bir sonucu olarak oluşan hava kirliliği yağmur suyunun içeriğindeki ağır metalleri artırarak yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarına ulaşabildiği ölçüde zarar verir. Tehlikeli diğer bir kirletici grubu üretim faaliyetlerinde kullanılan ya da açığa çıkan endüstriyel kimyasallar, sularda asit birikmesine neden olarak mercan, plankton, kabuklu deniz ürünleri gibi birçok deniz organizmasının iskeletleri ve kabukları için önemli bir yapı taşı olan kalsiyum karbonatı bozar. Binlerce çeşit kimyasal uzun mesafeler kat ederek balık ve kabuklu deniz hayvanlarının dokularında birikir ve insanlar dahil daha büyük canlılara geçerek nörolojik sistemleri olumsuz etkiler. Karadaki fosil yakıt faaliyetlerinin yanı sıra denizlerdeki…

Devamı →
Atık YönetimiDevam Ediyor — Başlangıç tarihi belirsiz

Kara Dere’de Kirlilik

Balık ölümleri bölgeye yakın bir maya fabrikasının atık suyundan kaynaklanıyor….

Devamı →

Şu an Kocaeli’de, bir depoda temas halinde bile kansere sebep olabilecek yüzlerce ton kimyasalın olduğunu biliyor muydunuz? Hatta bu kimyasalların suyla ve havayla taşınabildiğini, temas ya da soluma yoluyla kanser ve diğer birçok ciddi sağlık problemine yol açabildiğini, müdahale edilmediği takdirde önce Türkiye, sonra dünya nüfusu için ciddi bir tehlikeye hatta ekolojik bir krize yol açabileceğini, yapılan araştırmalarda bu kimyasalların hiç üretilmediği ve kullanılmadığı kutup bölgelerinden bile çıkabilecek kadar geniş alanlara yayılabildiğini biliyor muydunuz? Bu tarz kimyasallara Kalıcı Organik Kirletici yani kısaca KOK deniyor. Şimdi Kocaeli’de neden tonlarca KOK var sorusuna gelelim. KOK’ların en zararlarından olan ve pestisit olarak kullanılan HCH (Heksaklorosikloheksan) türevleri Türkiye’de de kimya sanayiinde 1980’lerde yasaklanıncaya kadar yoğun bir şekilde kullanıldı. Ancak kimyasalların yasaklanmasının ardından stoklardan bir…

Devamı →