Su YönetimiDevam Ediyor — 1 Ocak 1954 — 1 Ocak 1975

Amik Gölü’nün Kurutulması

Hatay ili sınırları içindeki Amik Ovası’nın ortasında, 1970’lere kadar varlığını sürdüren Amik Gölü, tarım arazisi kazanmak, taşkınları ve sıtma hastalığını önlemek amaçları ile 1954 yılında başlayan 1975 yılına kadar devam eden çalışmalar sonucunda tamamen kurutulmuştur. Amik Gölü’nün kurutulması ile başta hidrografya özellikleri olmak üzere, toprak özellikleri, iklim özellikleri, flora-fauna özelliklerinde değişim meydana gelmiştir. Ayrıca, göl çevresinde yaşayan ve ekonomik faaliyetlerini göle dayalı olarak devam ettiren köylerin yerleşme, nüfus ve ekonomik özelliklerinde de değişimler meydana gelmiş, yerel yaşam şekilleri yeni ortama uyum göstermeye başlamıştır. Ancak, özellikle toprak mülkiyeti konusunda yörede önemli sorunlar yaşanmaktadır. Kurutulma sonrası doğal olarak balıkçılık, avcılık gibi faaliyetler ortadan kalkmış, yöre halkının ekonomik kaynakları sınırlanmıştır. Ayrıca, kurutulma ile ortaya çıkan arazinin tarıma uygun olmaması tarımda verim problemine neden…

Devamı →

Kuraklık ve aşırı su kullanımı nedeniyle gölün alanı her geçen gün küçülerek 1970: 160 km2, 2008: 50 km2 gerilemiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında, havza ikliminde son 33 yılda (1975-2008), meydana gelen değişimlerin ve küresel ısınmanın önemli rolü vardır. Özellikle, aşırı sıcaklıklar ve artan buharlaşma yağıştaki azalma, aşırı su tüketimi ve tarımsal su kullanımı yarıkurak iklim şartlarının hüküm sürdüğü havzada çölleşmeye neden olmuştur. Gölün çekildiği geniş alanlarda tuz, tuz kristalleri ve kumullar oluşmaktadır. Rüzgâr erozyonu sonucunda kumlar, batı sektörlü rüzgârlar tarafından havzanın doğu kesimine doğru sürüklenmekte ve toz bulutları oluşmaktadır. Bu toz bulutları, Dazkırı çevresindeki başta meyve bahçeleri olmak üzere, tarım arazilerine ve çevredeki bitki örtüsüne ciddi zararlar vermektedir. Çölleşme Sürecinde AcıgölMehmet Ali Özdemir, Muhammet Bahadır…

Devamı →

Aktör

Emtia

● Su 

Balıkesir Balya Kurşun madeni 1939’da kapatıldı. Kimyasal madencilik yapılan ilk bölgelerden biriydi. Topraktaki düşük kurşun miktarını elde etmek için kimyasal solüsyonlar kullanıldı. Bugün madende halen dört milyon tonluk işlenmiş atık bulunuyor. Bölge Manyas gölüne çok yakın….

Devamı →

Aktör

Kars Kalesi’nin yanından geçen Kars Çayı’nın Dereiçi mevkisinde toplu balık ölümleri yaşandı. Vatandaşlar, balık ölümlerinin sanayi atıkları, peynir altı suyu ve şehir kanalizasyon şebekesinin çaya akması nedeniyle yaşandığını öne sürdü….

Devamı →

Aktör

8 Ekim 2020 tarihinde Şırnak’ın Cudi ve Besta bölgelerinde güvenlik gerekçesi ile başlatılan ağaç kesimleri devam ediyor. Yarattığı tahribatla sık sık gündeme gelen kesimler sonucu bölgedeki yeşil alanların %8’nin yok edildiği belirtiliyor….

Devamı →

“Yeşil Yol Projesi” DOKAP (Doğu Karadeniz ProjesiBölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı) tarafından Karadeniz yaylalarının 7 metregenişliğinde, asfalt yollarla birbirine bağlanması amacıyla yapılan bir turizm inşaatıdır. Bu proje ile Samsun, Ordu, Giresun, Tokat, Gümüşhane, Bayburt,Trabzon, Rize ve Artvin’in illerindeki 1000 rakım üzerindeki yaylaları yaklaşık 2 bin 600 kilometrelik yol ağı ile bir birine bağlandı. “Yeşil Yol Projesi” ileyaylalara kesintisiz ulaşım yapılarak, yayla turizminin geliştirilmesihedefleniyor.Yeşil Yol’un geçtiği yayla güzergahlarında oteller,restoranlar, bungalov evler, mesire yerleri hizmet vermesi planlanıyor.Yeşil Yol projesi bölgenin özel doğasını ve yaban hayatınıriske atıyor. Bu riskler yol çalışmaları sırasında doğaya verilecek zararlasınırlı değil. Asfaltla kaplanıp genişletilecek yollar, 40 farklı noktadaturistik tesis inşaatlarına ve beraberinde ciddi bir yapılaşmaya da yol açacak.Yolların böldüğü yaşam alanları yaban hayvanlarının hayattakalma mücadelesini de zorlaştıracak….

Devamı →

Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Doğal Sit Alanı, Sulak Alan, Önemli Doğa Alanı ve Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) niteliğindeki Salda Gölü, tarımda kullanılması için gölü besleyen dereler üzerine yapılan gölet, çevresel yıkım yaratan iktidarın “Millet Bahçesi” adıyla başlattığı yapay parklar projelerinden birinin de gölün kıyısında yapılarak gölün turizm ve diğer amaçlar için kullanımını teşvik etmesinden dolayı kirlilik ve kurumakla yüz yüze. Salda Gölü, Burdur Gölleri Havzası içinde bulunan Salda Gölü alt havzası içinde ve Göller Yöresi’nin güneybatısında yer alır. Salda Gölü 6,8 kilometre eninde, 9,186 kilometre uzunluğunda ve Türkiye’nin en derin göllerinden biridir (maksimum 184 metre). Gölden akarsu çıkışı bulunmadığı için kapalı havza gölüdür. Salda Gölü kasesi volkanik bir patlama ile oluştuğundan mavisi derin ve 184 metre derinliğinde Türkiye’nin en…

Devamı →

Balıkesir’in Edremit ilçesinde yer alan Kuzey Ege’nin önemli sulak alanlarından olan Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı tehlike altında. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sistemi’nde (SAYBİS) yakın bir zamana kadar 144,75 hektar olarak yer alan Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nın 100 hektarı envanterden silinerek 41,67 hektara düşürüldüğünü ortaya çıktı. Ramsar Sözleşmesi’yle koruma altında olan Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı, Türkiye’nin toplamında kaydedilmiş olan 489 kuş türünün yüzde 30’una, nesli kritik derecede tehlike altında olan yılan balıklarına (Anguilla anguilla) ve yüzlerce bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Uzun bir süredir kaçak yapılaşma ve imar tehdidi altında olan alanın kurutulup doldurularak yapılaşmaya açılacağı 37 ekoloji ve çevre örgütü tarafından belirtiliyor….

Devamı →

Uludağ’ın başta kış sporları merkezi olarak geliştirme faaliyetleri bugün Oteller Bölgesi olarak adlandırılan gelişim bölgelerinin yoğun bir şekilde genişlemesine zemin hazırlamıştır.  Bölgenin kayak merkezi olarak kullanımı ulaşım bağlantılarının artışını da beraberinde getirmiştir. Uludağ’a erişimin daha artması amacıyla kara ve teleferik yoluyla ulaşım altyapısı geliştirilmiştir. 1961 yılında Milli Park ilan edilen Uludağ’da insan baskısı ve alan kullanımı giderek artmaktadır. Canlıların yaşam alanları büyük tehdit altındadır. 21 Ekim 1985’te Uludağ Kayak Merkezi İmar Planı yapılarak 1. Gelişim Bölgesi olarak adlandırılan oteller mevkiinde yapılaşma donduruldu. 2. Gelişim Bölgesi olarak isimlendirilen kesim 1986’da Turizm Merkezi ilan edildi. Uydu verileri ile coğrafi bilgi sistemlerinin algoritmaları kullanılarak son 35 yıllık döneme ilişkin yapılan analiz, Uludağ Milli Parkı sınırları içinde bulunan kayak merkezi ve yakın çevresinde kentleşme ile erozyon…

Devamı →

Manisa’nın kuş cenneti olan Marmara Gölü, geçtiğimiz 10 yıllık süreçte yanlış tarım ve su politikaları yüzünden yüzey alanının %98’lik kısmını kaybetti. Gölde su seviyesinin yüksek olduğu yıllarda kış aylarında yaklaşık 65 bin su kuşu kışlıyor. Göl ekosisteminin yok oluşu buradaki kuşlar, balıklar ve insanların yaşam alanlarını kaybetmesi anlamına geliyor….

Devamı →

Sığla ormanların yok oluşun eşiğine gelmesin­deki esas faktör 1950’lerden günümüze sistematik biçimde gelişen kentleşme politikaları sonucu kent­lerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak üzere kırsaldaki orman alanlarının tarım alanlarına dönüştürülmesi olarak bahsedilebilir. Şöyle ki taban suyu yüksek, tarıma son derece elverişli yerlerde yetiştiği için Anadolu sığla ormanları kesilerek veya orman toprakları drene edilip kurutularak narenciye bahçele­rine dönüştürülmüştür. Yakın zamanda narenciye üreticiliğinin yanı sıra bu araziler turizm tehdidi al­tında da kalmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra drenaj, kuraklık ve su rejiminin bo­zulması gibi sebeplerden dolayı Anadolu sığla ormanlarında tuzlanma ve kurumalar da yaşanıyor….

Devamı →

Kastamonu, Cide’de Küre Dağları Milli Parkı’nı besleyen Devrekani Çayı üzerine yapılmak istenen HES’e ilişkin ÇED raporu 2009 yılında onaylandı ve bölge halkı yaşam alanlarını savunmak için direniş başlattı. Şirket, bölgede ağaçları keserek çalışmalara başladı. Kastamonu Bölge İdare Mahkemesi, 2011’de “geri dönülmesi mümkün olmayan tahribatlar yapıldığı” gerekçesiyle inşaatın yürütmesini durdurdu. Danıştay, 2015’te, “Kesilmesi planlanan ağaçların 10 binin üzerinde olduğunu, bu kadar fazla ağaç kesiminin milli park ekosistem bütünlüğünü telafi edilemez biçimde bozacağını” belirterek ÇED raporunu iptal etti. Karar, 2016 yılının sonunda kesinleşti. Loç Vadisi halkı mücadeleyi kazandı. Bu mücadele de “Sarı Yazma Direnişi” olarak yaşamı savunma mücadelesi içinde yer alan bir direniş oldu. Şirket, kesinleşmiş Danıştay kararına karşın, bakanlığa Devrekani Çayı üzerine HES projesi için yeniden başvurdu. Proje dosyasında, “Arazi hazırlama…

Devamı →