? — Günümüz
Çoruh Havzası’nda yapılacak barajların en dikkat çeken özelliklerinden biri, baraj rezervuar sahasında çok sayıda yerleşme ve tarım arazisinin kalmamasıdır. Az sayıda olan nüfus, yeni yerleşim yerlerine taşınma, yeni geçim kaynakları bulma ve yeni bir yaşama uyum sağlama sorunlarıyla karşı karşıya kalacaktır. İstimlâk bütçesinin yetersiz olması ve geç ödenmesi, yeniden yerleşme için yer gösterilmemiş olması gibi bir dizi sorun yaratmaktadır. Orta ve Aşağı Çoruh vadisindeki çok sınırlı, ancak oldukça verimli olan tarım alanları tamamen sular altında kalacaktır. Akdeniz iklimine sahip olan Çoruh havzasında zeytinden pirince, üzüme çeşitlerine kadar birçok meyve ve sebze üretimi gerçekleştirilmektedir. Barajlarla birlikte bu sona ermiştir. Diğer taraftan, nüfusun yeniden yerleştirilmesi, ulaşım ağının yenilenmesi yatırımlara büyük bir yük getirecektir. Enerji yatırım projeleri, doğal alanlarını da olumsuz etkileyecektir. Çoruh vadisi ve diğer vadilerdeki mevcut tarihi, mimari ve kültürel değerlerin bir kısmı su altında kalacaktır. Rafting ve dağ yürüyüşü gibi doğa sporları için, ender rastlanan parkurların bir bölümü de kullanılamaz hale gelecektir. Böylece, Çoruh Kanyonu ve rafting parkuru yok olunca, bölgede giderek gelişen turizm aktivitesi de zarar görecektir. Barajlara ve HES’lere karşı ilk zamanlarda herhangi bir karşı çıkış yaşanmadı. Yusufeli Barajı ve HES’lerine halkın karşı çıkışları yaşansa da kısa sürmüştür. Bugün Çoruh ve kolları üzerindeki baraj ve HES’lere karşı aktif bir halk hareketi yoktur. Çoruh Enerji Planı, büyük oranda hayata geçirilmiş, karşı görüşler yok sayılmıştır. Planın Yusufeli Barajı kısmına karşı halkın tepkisi bastırılmıştır. 2005 yılı Temmuz ayında Danıştay 10. Dairesi aşağıdaki gerekçelerle proje ve ihalelerin durdurulması ve iptal edilmesi kararını vermiştir. Mevzu bahis olan hali hazırdaki ÇED raporu Türk kanunlarına göre geçerli değildir ve ÇED raporlarında aranan kriterleri içermemektedir. Bir ÇED raporu için T.C. Enerji Bakanlığının görevlendirme yapması gerekmektedir ki; söz konusu olayda mevzu bahis işlem yapılmamıştır. 2005 yılı Temmuz ayında Enerji bakanlığı ve DSİ karara itiraz etmiştir. Böylece dava Danıştay İdari Davalar Kuruluna intikal etmiştir.
− 2005 yılı Ağustos ayında Danıştay İdari Davalar Kurulu 6 ret, 23 kabul oyuyla temyiz kararını vermiştir. Buna göre “Proje 1990’dan önce planlandığı ve o zamanlarda ÇED raporu yükümlülüğü olmadığı için proje inşa edilebilir” denilmiştir. Dolayısıyla birçok baraj tamamlanmış, Yusufeli Barajı’nın inşaatı ise bitmek üzeredir.